Ana içeriğe atla

Aklı Doğru Kullanmak

 Kur’an’a göre aklı doğru kullanmak, insanın Allah’ın varlığını, birliğini ve ayetlerini anlamak için aklını işletmesi, iyiyi kötüden ayırt edebilmesi ve doğru yolda ilerlemesidir. Aklı doğru kullanmak, insanın hem kendisi hem de toplum için hayırlı olanı seçmesini sağlar.

1. Allah’ın Ayetlerini Anlamak ve Düşünmek

Kur’an, insanları Allah’ın ayetleri üzerinde düşünmeye ve akıllarını kullanmaya çağırır. Aklı doğru kullanmanın en temel anlamı, Allah’ın evrende ve Kur’an’da sunduğu delilleri, işaretleri anlayarak doğruyu bulmaktır. Şu ayet, insanı düşünmeye davet eder:

"Onlar ayakta iken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler. 'Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın, Sen münezzehsin, bizi ateşin azabından koru.' derler." (Âl-i İmran 3:191)

Bu ayet, aklı doğru kullanmanın Allah’ın yaratışındaki hikmetleri görmek ve bunları düşünmek olduğunu gösterir.

2. İyiyi Kötüden Ayırt Etmek

Aklı doğru kullanmak, insanın iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt etmesi ve ahlaki olarak doğru davranmasıdır. Kur’an, insanları adalet, iyilik ve dürüstlüğe çağırırken akıllarını kullanmalarını ister. Örneğin:

"De ki: 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.'" (Zümer 39:9)

Bu ayet, aklı doğru kullanarak bilgelik ve doğru yol arasında bir bağ kurmayı teşvik eder.

3. Körü Körüne Taklitten Kaçınmak

Kur’an, aklı kullanmadan geleneklere veya başkalarının görüşlerine körü körüne uyanları eleştirir. Aklı doğru kullanmak, her şeyi sorgulayıp hakikati aramak demektir:

"Onlara, 'Allah’ın indirdiğine uyun' denildiğinde, 'Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız' derler. Ya ataları bir şey anlamamış ve doğru yolu bulamamış idiyseler?" (Bakara 2:170)

Bu ayet, aklı kullanarak körü körüne taklitten kaçınmanın önemini vurgular. Aklını doğru kullanan insan, yalnızca geleneklere bağlı kalmak yerine gerçeği araştırır.

4. Sorumluluk Bilinciyle Hareket Etmek

Aklı doğru kullanmak, insanın dünya ve ahiret sorumluluklarını bilip ona göre davranmasıdır. Kur’an, insanın aklıyla iyiyi ve kötüyü ayırt edebileceğini ve bu bilgiye göre sorumluluk taşıdığını söyler:

"Şüphesiz bu (Kur’an), sizin için bir öğüttür. Artık dileyen Rabb’ine varan bir yol tutar." (İnsan 76:29)

İnsanın, aklıyla doğru yolu seçmesi ve kendisini Allah’a yaklaştıracak eylemleri yapması gerektiği ifade edilir.

5. Nimetlerin Hikmetini Kavramak

Aklı doğru kullanmak, Allah’ın verdiği nimetlerin farkına varıp şükretmek anlamına da gelir. İnsan, dünya hayatında sahip olduğu şeylerin geçici olduğunu ve bunların bir imtihan olduğunu anlamalıdır:

"Sizi boşuna yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" (Müminun 23:115)

Bu ayet, aklın doğru kullanılmasının Allah’ın insan üzerindeki hakkını ve insanın kulluk sorumluluğunu anlamak olduğunu vurgular.

Sonuç

Kur’an’a göre aklı doğru kullanmak, Allah’ın yarattığı kainatın ve indirdiği vahyin üzerinde düşünmek, iyiyi kötüden ayırt ederek doğru yolu seçmek ve sorumluluk bilinciyle hareket etmektir. Aklını doğru kullanan kişi, körü körüne taklit etmek yerine hakikati arar ve Allah’ın ayetlerinden ders alır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an'a göre müslümanın misyon ve vizyonu

  Misyon Allah'a İbadet ve Teslimiyet: Müslümanların en temel görevi, Allah'a ibadet etmek ve O'na teslim olmaktır. Bu, günlük ibadetler, dua ve Allah'ın emirlerine uygun bir yaşam sürmek anlamına gelir. ( Bakara, 2:21 ) İyiliği Emretmek ve Kötülükten Sakındırmak: Müslümanlar, iyiliği teşvik etmeli ve kötülükten sakındırmalıdır. Bu, bireysel ve toplumsal düzeyde adaleti sağlamayı amaçlar. ( Al-i İmran, 3:110 ) Adalet ve Merhamet: Adil olmak, insanlara merhametli davranmak ve her türlü haksızlığa karşı durmak önemli bir misyondur. ( Nisa, 4:58 ) İlmi Yaymak ve Öğrenmek: Bilgi ve hikmeti aramak, ilmi yaymak ve öğrenmek Kur'an'da teşvik edilen önemli bir görevdir. (Alak, 96:1-5) Vizyon Takva Sahibi Olmak: Allah'a karşı gelmekten sakınmak ve O'nun emir ve yasaklarına uymak, bir Müslümanın vizyonunun temelini oluşturur. Takva sahibi bir kişi, hem dünya hem de ahiret saadetini hedefler. ( Hucurat, 49:13 ) Allah'ın Rızasını Kazanmak: Tüm çabaların ve ...

Â’LÂ SÛRESİ BANA NE DİYOR?

  SÛRE, İNİŞ ZAMANI ÜZERİNDEN BANA NE DİYOR? Vahyin Rehberliğinde 1. yılda Mekke’deyiz. Altı asırdır yağmayan vahiy yağmuru, manen kurumuş olan gönülleri yavaş yavaş yeşertmeye başlamış.  Sûre, bu ortamda, inen vahyin suyunu bir gönülden başka bir gönüle taşıma işine “öğüt vermek” diyor. BANA NE DİYOR? Bir davanın başında, insanların manevî kökleri, sohbet, nasihat, öğüt gibi bilginin nakil vasıtaları ile sulanmazsa, o insanlar kendilerine fayda veremediği gibi başkalarına da meyve veremezler.  Bir de iyi yetişmedikleri için temsil ettikleri dava adına kötü örnek olma ihtimalleri yüksektir. SÛRE, İSMİ ÜZERİNDEN BANA NE DİYOR? A’lâ kelimesi “ en yüce ” manasına geliyor. Mesajı gayet net: Rabbin yüce adını tesbih eden, Rabbin katında yücelir. BANA NE DİYOR? Rabbin katında yücelmek ister misin?  Madem istersin, haydi, Allah katında en değerli insan olan Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sünnetini kendine merdiven yap, sen de Allah katında yücelebildiğin kadar yücel! SÛRE, ÖNE Ç...

Ey Rabbimiz!

Bakara Sûresi(2) 128. Ayet Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.  رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِنْ ذُرِّيَّتِنَٓا اُمَّةً مُسْلِمَةً لَكَۖ وَاَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَاۚ اِنَّكَ اَنْتَ التَّوَّابُ الرَّح۪يمُ  Bakara Sûresi(2) 201. Ayet Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! رَبَّنَٓا اٰتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ Bakara Sûresi(2) 286. Ayet ...Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma.  Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme.  Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme!  Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın.  Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! رَبَّنَا لَا تُؤ...