Ana içeriğe atla

İnkar edenlerin iman etmemek için öne sürdüğü bahanelere vahyin verdiği cevaplar

 Kuran'da inkar edenlerin öne sürdüğü bahanelere verilen cevaplar, onların iddialarını çürütmek ve insanları doğru yola yönlendirmek amacıyla çeşitli ayetlerde detaylı şekilde ele alınmıştır. 


Atalarının Dinine Bağlılık:

Bahane: "Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız."
Ayet: "Onlara, 'Allah'ın indirdiğine uyun' denildiğinde, 'Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız' derler. Peki, ya ataları bir şey anlamamış, doğru yolu da bulamamış idiyseler?" (Bakara Suresi, 170)

Cevap: Aynı ayette, atalarının yanlış bir yolda olabileceği ve onların körü körüne taklit edilmemesi gerektiği vurgulanır.

Dünyaya Düşkünlük:


Bahane: Dünyadaki zevklere ve menfaatlere düşkünlük.
Ayet: "İnsanların dünya hayatını sevmeleri ve Allah'tan gelen doğru yolu inkar etmeleri nedeniyle sapıtmışlardır." (İbrahim Suresi, 3)

Cevap: "Biliniz ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve mal ve evlatta bir çoğalma yarışıdır. Bir yağmur gibidir ki bitirdiği ekin çiftçilerin hoşuna gider; sonra kurur, sarardığını görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise şiddetli bir azap ve Allah'tan bir mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir." (Hadid Suresi, 20)
Bu ayette dünya hayatının geçici ve aldatıcı olduğu, asıl hedefin ahiret olması gerektiği hatırlatılır.


Zayıf İnanç ve Şüphecilik:


Bahane: Ahiret ve yeniden dirilme konusunda şüphe.
Ayet: "Dediler ki: 'Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı, biz mi yeniden diriltileceğiz?' Bu, uzak bir dönüştür." (Kaf Suresi, 3)

Cevap: "Dediler ki: 'Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı, biz mi yeniden diriltileceğiz?' De ki: 'Evet, hem de hor ve hakir olarak.'" (Saffat Suresi, 16-18)
Bu ayetler, inkar edenlerin yeniden dirilmeyi mümkün görmemeleri karşısında, bunun kesinlikle gerçekleşeceğini belirtir.


Peygamberi ve Vahyi Reddetme:


Bahane: Peygamberlerin sadece bir insan olduğu ve onlara inanmanın anlamsız olduğu iddiası.
Ayet: "Dediler ki: 'Bu ne biçim bir peygamber ki, yemek yiyor ve çarşılarda geziyor? O'na bir melek indirilmeli, onunla beraber bir uyarıcı olmalıydı.'" (Furkan Suresi, 7)

Cevap: "Senden önce de gönderdiğimiz peygamberler, ancak yemek yiyen ve çarşılarda dolaşan insanlardı. Biz sizi birbiriniz için bir fitne (deneme konusu) yaptık; sabredecek misiniz? Rabbin her şeyi görendir." (Furkan Suresi, 20)
Bu ayetlerde, peygamberlerin de insanlar gibi yaşadığı, ancak onların getirdiği mesajın önemli olduğu vurgulanır.


Açık Delil İsteme:


Bahane: Somut mucizeler ve deliller isteme.
Ayet: "Dediler ki: 'Bu peygambere Rabbinden mucizeler indirilse ya!' De ki: 'Mucizeler ancak Allah katındadır.' Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım." (Ankebut Suresi, 50)

Cevap: "Bu Kur’an, Allah’tan başkası tarafından uydurulmuş değildir; fakat o, kendinden önceki (kitapları) tasdik eden ve Kitabı açıklayandır. Onda hiçbir şüphe yoktur, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir." (Yunus Suresi, 37)
Bu ayetlerde, Kuran'ın kendisinin en büyük mucize olduğu vurgulanır ve peygamberin görevinin sadece uyarıcı olmak olduğu belirtilir.

Allah'ın Varlığını ve Kudretini Reddetme:


Bahane: Allah'ın varlığını ve kudretini kabul etmeme.
Ayet: "Eğer onlara, 'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye soracak olursan, mutlaka 'Allah' diyeceklerdir." (Lokman Suresi, 25)

Cevap: "Öyleyse, nasıl oluyor da döndürülüyorlar?" (Lokman Suresi, 25)
Bu ayetlerde, Allah’ın varlığını ve kudretini kabul ettikleri halde, yine de O'nu inkar edenlerin çelişkisi ortaya konuluyor.


Peygamberi Yalanlama:


Bahane: Peygamberin doğru söylemediğini iddia etme.
Ayet: "Onlar, 'Bu Kur'an, onun uydurduğu bir yalandır ve bu hususta ona bir başka topluluk yardım etmiştir.' dediler." (Furkan Suresi, 4)

Cevap: "Andolsun, onlar haksızlık ve iftira ile geldiler." (Furkan Suresi, 4)
Bu ayet, peygamberin yalan söylediğini iddia edenlerin haksız ve iftiracı olduklarını belirtir.


Mucizelere İnançsızlık:


Bahane: Daha fazla mucize isteme.
Ayet: "Dediler ki: 'Rabbinden bize mucizeler getirmeliydi.' Önceki kitaplarda açık belgeler gelmemiş miydi?" (Taha Suresi, 133)

Cevap: "Biz onlara, apaçık belgeler getirmiştik, fakat onlar o belgelere inanmaktan yüz çevirdiler." (Taha Suresi, 133)
Bu ayet, geçmişte de mucizeler gösterildiği halde inkarcıların yine de inanmadığını hatırlatır.


Ölülerin Diriltilmesine İnançsızlık:


Bahane: Ölülerin diriltilmesine inanmayarak bunun imkansız olduğunu iddia etme.
Ayet: "İnsan der ki: 'Öldüğüğüm zaman mı, gerçekten diri olarak (kabrimden) çıkarılacağım?'" (Meryem Suresi, 66)

Cevap: "İnsan, daha önce hiçbir şey değilken kendisini yarattığımızı düşünmez mi?" (Meryem Suresi, 67)
Bu ayet, insanın yaratılışının bile büyük bir mucize olduğunu ve Allah’ın ölüleri diriltmeye kadir olduğunu vurgular.


Peygamberle Alay Etme:


Bahane: Peygamberin sadece bir insan olduğunu söyleyerek onunla alay etme.
Ayet: "Dediler ki: 'Ey kendisine Zikir (Kur'an) indirilen kimse! Sen mutlaka delisin.'" (Hicr Suresi, 6)

Cevap: "Biz o Zikri (Kur'an'ı) indirdik ve biz onu koruyacağız." (Hicr Suresi, 9)
Bu ayet, Kur’an’ın Allah tarafından indirildiğini ve korunacağını, peygamberin deli olmadığını belirtir.


Zenginliği ve Sosyal Statüyü Öne Sürme:


Bahane: Peygamberin zengin veya yüksek statüde birisi olmamasını bahane etme.
Ayet: "Onlar, 'Bu Kur'an, iki şehirden birinin büyük bir adamına indirilmeli değil miydi?' dediler." (Zuhruf Suresi, 31)

Cevap: "Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık ve kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, kimisi kimisini hizmetçi edinsin. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır." (Zuhruf Suresi, 32)
Bu ayet, Allah’ın rahmetini ve vahyi kime vereceğine insanların karar veremeyeceğini belirtir.

Allah’ın Peygamber Seçimini Eleştirme:


Bahane: Allah'ın neden belirli birini peygamber seçtiğini sorgulama.
Ayet: "Dediler ki: 'Bu Kur'an, iki şehirden birinin büyük bir adamına indirilmeli değil miydi?'" (Zuhruf Suresi, 31)

Cevap: "Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık ve kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, kimisi kimisini hizmetçi edinsin. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır." (Zuhruf Suresi, 32)
Bu ayet, Allah’ın rahmetini ve vahyi kime vereceğine insanların karar veremeyeceğini belirtir.


Kıyamet Günü ve Hesap Gününü İnkar Etme:


Bahane: Kıyamet gününün geleceğine inanmama.
Ayet: "Dediler ki: 'Bu tehdit (Kıyamet) ne zamandır, doğru söylüyorsanız (bildirin bakalım)?'" (Yasin Suresi, 48)

Cevap: "Onlar yalnızca korkunç bir çığlığı beklemektedirler ki, onlar çekişip dururken kendilerini yakalar." (Yasin Suresi, 49)
Bu ayet, kıyametin aniden ve beklenmedik bir anda geleceğini belirtir.


Mucizeleri Görmezden Gelme:


Bahane: Gösterilen mucizeleri yeterli bulmama veya görmezden gelme.
Ayet: "Onlara ayetlerimiz okunduğunda, 'İşittik; istesek biz de bunun benzerini söylerdik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.' dediler." (Enfal Suresi, 31)

Cevap: "Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğu zaman, 'Bu, sadece bir adamın uydurduğu masallardır.' derler. Hayır, bilakis onlar, ilmi olmayan bir topluluktur." (Ahkaf Suresi, 7)
Bu ayetler, inkarcıların Kur'an'ı ve mucizeleri basitçe reddetmelerinin, aslında bilgi eksikliğinden kaynaklandığını belirtir.


Geçmiş Toplumların Akıbetini İnkar Etme:


Bahane: Geçmişte helak edilen toplumların kıssalarına inanmama.
Ayet: "Dediler ki: 'Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra mı, gerçekten (diriltileceğiz)? Andolsun, bu, bize de daha önce atalarımıza da vaat edilmiştir. Bu, geçmiş toplumların masallarından başka bir şey değildir.'" (Neml Suresi, 68)

Cevap: "De ki: 'Yeryüzünde gezip dolaşın da suçlu günahkarların sonu nasıl olmuş bir bakın.'" (Neml Suresi, 69)
Bu ayet, geçmiş toplumların akıbetinin bir ibret vesikası olduğunu ve bu konuda araştırma yapmanın önemini vurgular.


Allah'ın Gazabını Hemen İstemek:


Bahane: Eğer tehditler doğruysa, Allah’ın gazabının hemen gelmesini isteme.
Ayet: "Dediler ki: 'Eğer doğru söyleyenlerdenseniz, bu tehdit ne zamandır?'" (Yunus Suresi, 48)

Cevap: "De ki: 'Ben kendim için bile Allah’ın dilemesi dışında bir zarar ve faydaya malik değilim. Her ümmetin belirli bir süresi vardır. Süreleri geldiğinde, artık ne bir an geri kalabilirler ne de ileri geçebilirler.'" (Yunus Suresi, 49)
Bu ayet, her şeyin Allah’ın takdirine bağlı olduğunu ve her toplumun belirlenmiş bir süresi olduğunu belirtir.

Allah'ın Varlığına Şüphe Duyma:

Bahane: Allah’ın varlığını sorgulama veya şüphe duyma.
Ayet: "Göklerin ve yerin mülkü kimindir, söyleyin bakalım, eğer biliyorsanız?" (Müminun Suresi, 84)

Cevap: "Allah'ındır, diyeceklerdir. De ki: 'Öyleyse, hiç düşünüp taşınmaz mısınız?'" (Müminun Suresi, 85)
Bu ayet, Allah’ın varlığının ve mülkünün sorgulanamaz olduğunu hatırlatarak insanları düşünmeye davet eder.

Allah’ın İradesini Sorgulama:

Bahane: Allah’ın neden belirli olaylara izin verdiğini sorgulama.
Ayet: "Dediler ki: 'O'na Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!' De ki: 'Mucizeler ancak Allah katındadır.' Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım." (Ankebut Suresi, 50)

Cevap: "Yetmez mi ki sana kitabı indirdik, kendilerine okunuyor. Şüphesiz ki bunda inanan bir topluluk için rahmet ve öğüt vardır." (Ankebut Suresi, 51)
Bu ayetler, mucizelerin Allah’ın iradesine bağlı olduğunu ve Kuran’ın kendisinin yeterli bir mucize olduğunu belirtir.

Kuran'ın İnsan Sözü Olduğunu İddia Etme:

Bahane: Kuran’ın insan sözü olduğunu iddia etme.
Ayet: "Onu o (Muhammed) uydurdu, dedi. De ki: 'Eğer doğru söyleyenler iseniz, siz de onun benzeri on uydurulmuş sure getirin ve Allah’tan başka, çağırabildiklerinizi çağırın.'" (Hud Suresi, 13)

Cevap: "Yoksa onu (Kur'an'ı) uydurdu mu diyorlar? De ki: 'Öyleyse, eğer doğru söyleyenler iseniz, siz de onun benzeri bir sure getirin ve Allah’tan başka, çağırabildiklerinizi çağırın.'" (Yunus Suresi, 38)
Bu ayetler, Kuran’ın Allah tarafından indirildiğini ve onun bir benzerini yapmanın mümkün olmadığını vurgular.

Allah'ın Varlığına ve Tekliğine İnanmama:

Bahane: Allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmeme.
Ayet: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?' de. 'Allah'tır' de. 'Öyleyse, O'ndan başkasını dostlar edinir misiniz? Halbuki onlar, kendilerine bile bir fayda ya da zarar vermeye güç yetiremezler' de." (Ra’d Suresi, 16)

Cevap: "De ki: 'Hiç kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah'a, O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar mı buldular da, bu yaratma onlara birbirine benzer mi göründü?' De ki: 'Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, birdir, kahredicidir.'" (Ra’d Suresi, 16)
Bu ayetler, Allah’ın varlığını ve birliğini kabul etmeyenlerin yanlışlığını açıkça ortaya koyar.


İnançsızlığı Tehdit Edici Olmayan Bir Şekilde Kabul Etme:


Bahane: İnançsızlığı kabul edip bundan etkilenmemeyi umma.
Ayet: "Dediler ki: 'Ateş bize sayılı birkaç günden başka asla dokunmaz.' De ki: 'Allah’tan (bu yönde) bir söz mü aldınız? Eğer öyle ise Allah, verdiği sözden dönmez; yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?'" (Bakara Suresi, 80)

Cevap: "Hayır, kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, işte onlar ateş halkıdırlar; orada ebedi kalacaklardır." (Bakara Suresi, 81)

Bu ayet, inkarcıların yanlış bir güven içinde olduklarını ve gerçek cezanın daha ağır olduğunu belirtir.
Kuran'da, inkar edenlerin bahaneleri her defasında mantıklı ve hikmetli cevaplarla çürütülür ve insanlara hakikatin yolu gösterilir. Bu şekilde Kuran, inkarcıların yanlış inanışlarını düzeltmeye ve onları doğru yola davet etmeye çalışır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an'a göre müslümanın misyon ve vizyonu

  Misyon Allah'a İbadet ve Teslimiyet: Müslümanların en temel görevi, Allah'a ibadet etmek ve O'na teslim olmaktır. Bu, günlük ibadetler, dua ve Allah'ın emirlerine uygun bir yaşam sürmek anlamına gelir. ( Bakara, 2:21 ) İyiliği Emretmek ve Kötülükten Sakındırmak: Müslümanlar, iyiliği teşvik etmeli ve kötülükten sakındırmalıdır. Bu, bireysel ve toplumsal düzeyde adaleti sağlamayı amaçlar. ( Al-i İmran, 3:110 ) Adalet ve Merhamet: Adil olmak, insanlara merhametli davranmak ve her türlü haksızlığa karşı durmak önemli bir misyondur. ( Nisa, 4:58 ) İlmi Yaymak ve Öğrenmek: Bilgi ve hikmeti aramak, ilmi yaymak ve öğrenmek Kur'an'da teşvik edilen önemli bir görevdir. (Alak, 96:1-5) Vizyon Takva Sahibi Olmak: Allah'a karşı gelmekten sakınmak ve O'nun emir ve yasaklarına uymak, bir Müslümanın vizyonunun temelini oluşturur. Takva sahibi bir kişi, hem dünya hem de ahiret saadetini hedefler. ( Hucurat, 49:13 ) Allah'ın Rızasını Kazanmak: Tüm çabaların ve ...

Â’LÂ SÛRESİ BANA NE DİYOR?

  SÛRE, İNİŞ ZAMANI ÜZERİNDEN BANA NE DİYOR? Vahyin Rehberliğinde 1. yılda Mekke’deyiz. Altı asırdır yağmayan vahiy yağmuru, manen kurumuş olan gönülleri yavaş yavaş yeşertmeye başlamış.  Sûre, bu ortamda, inen vahyin suyunu bir gönülden başka bir gönüle taşıma işine “öğüt vermek” diyor. BANA NE DİYOR? Bir davanın başında, insanların manevî kökleri, sohbet, nasihat, öğüt gibi bilginin nakil vasıtaları ile sulanmazsa, o insanlar kendilerine fayda veremediği gibi başkalarına da meyve veremezler.  Bir de iyi yetişmedikleri için temsil ettikleri dava adına kötü örnek olma ihtimalleri yüksektir. SÛRE, İSMİ ÜZERİNDEN BANA NE DİYOR? A’lâ kelimesi “ en yüce ” manasına geliyor. Mesajı gayet net: Rabbin yüce adını tesbih eden, Rabbin katında yücelir. BANA NE DİYOR? Rabbin katında yücelmek ister misin?  Madem istersin, haydi, Allah katında en değerli insan olan Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sünnetini kendine merdiven yap, sen de Allah katında yücelebildiğin kadar yücel! SÛRE, ÖNE Ç...

Kur’an’ı Okumak, Anlamak ve Yaşamak: Yaşam Rehberi

  Kur’an-ı Kerim, Müslümanlar için sadece bir kutsal kitap değil, aynı zamanda bir yaşam rehberidir. Bu rehberin en temel özelliklerinden biri, bize hem dünya hem de ahiret saadetini kazandıracak ilahi mesajları içermesidir.  Ancak bu mesajların tam anlamıyla bizi aydınlatabilmesi için Kur’an’ı sadece okumak değil, anlamak ve hayatımıza uygulamak gerekir. “ Bu Kur’an feyiz ve bereket yüklü öyle şerefli bir kitaptır ki, onu sana, insanlar âyetleri üzerinde derin ve etraflıca düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ondan gereken ders ve öğüdü alsınlar diye indiriyoruz. ” (Sad Suresi, 29. ayet) Bu ayet, Kur’an’ın düşünerek okunması gerektiğini bizlere açıkça bildiriyor.  Allah, bizlerden sadece Arapça olarak okumamızı değil, ayetlerin derin manalarını kavramamızı ve hayatımıza tatbik etmemizi bekliyor.  Çünkü bu kitap, sadece ezberlenmek veya sesli olarak okunmak üzere değil, insanlara yol göstermek için indirilmiştir. “Onlar Kur’an’ı inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa...