Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EY İNSANLAR!

Hucurat Suresi 13.Ayet: Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. Enam Suresi 32.Ayet: Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâla akıl erdiremiyor musunuz? Bakara Suresi 21.Ayet:   Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz. Bakara Suresi 168.Ayet: Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır. Nisa Suresi 1.Ayet: Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizde...

En'âm Sûresi 32. Ayet Tefsiri

  وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌۜ وَلَلدَّارُ الْاٰخِرَةُ خَيْرٌ لِلَّذ۪ينَ يَتَّقُونَۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ   Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka değildir! Âhiret yurdu ise Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? TEFSİR: Uhrevî bir gaye ve maksadı olmaksızın bütün himmetlerini dünyaya yönlendirenler ve onunla meşgul olanlar için dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir.  “ Oyun ”, kişiyi faydalı olan şeylerden alıkoyup uzaklaştıran şeylerdir.  “ Eğlence ” ise kişinin ciddi işlerden uzaklaşıp, gayr-i ciddi ve mânasız şeylerle uğraşmasıdır.  İnsan oyun ve eğlenceden onlarla meşgul olduğu anda zevk alır, ondan ayrıldıktan sonra pişman olur, huzursuzluk duyar.  Eğlenceye dalınca da ömür çabuk geçer. İşte dünya hayatı da böyledir. Yaşandığı sürece zevkli gelir, çabuk geçer, fakat ondan ayrılınca kişi, kendisini başka bir hayata hazırlamamış ise dünyadan kendis...

Mekke’de Vahyin Rehberliğinde 1. Yıl

  BU YILI İNŞÂ EDEN SÛRELER: Alak Kalem Müzzemmil Müddessir Fâtiha Tebbet Tekvîr Â’lâ Leyl Fecr Duhâ İnşirâh Asr BU YILA DAMGASINI VURAN ÂYET VE HÂDİSELERDEN BAZILARI: İlk inen sûreler: Bir lideri, bir çekirdek kadroyu geleceğe hazırlıyor. Mekke bir okul, ilk iman edenler bu okulun ilk öğrencileri. Hz. Muhammed (sav) bu okulun öğretmeni olurken, Kur’an bu okulun müfredatı oluyor. Müfredat: Kur’an’ın inşa ettiği medeniyeti, kendi çağına taşımak isteyen tüm öğrencilere rehberlik yapıyor. Manevî yönü: Dünyada en zor zemine, en zor zamanda, adına âyet denilen tohumlar ekiliyor. BAZI SÛRELERİN MESAJLARI: Alak: “Oku” emriyle cehaleti düşman bilecek, eğitimi silah olarak kullanacak ve inancını bilgiye dayandıran bir toplum inşa edeceksiniz. Kalem: Hz. Yûnus üzerinden, yolun zorluğu ve vahyin rehberliğinde sabırla devam edilmesi gerektiği mesajını veriyor. Müzzemmil ve Müddessir: “İçe doğru derinleşme olmadan, dışa dönük irşat ve tebliğde başarı zor!” Fâtiha: Kur’an, Allah ile insan...

Kaf Suresinden Uyarı ve Müjdeler

KORKU VE UYARI 16-Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız.  17-Üstelik, biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de ( onun yaptıklarını ) alıp kaydetmektedir .   18 - İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında ( yaptıklarını ) gözetleyen (ve kaydeden ) hazır bir melek bulunmasın.  16-18.Ayetlerin Tefsiri 19 - Ölüm sarhoşluğu bir hakikat olarak insana gelir de ona, "İşte bu, senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir " denir.  19.Ayetin Tefsiri 20 - ( İnsanlar öldükten sonra tekrar dirilmeleri için ) Sûr'a üfürülecek.            İşte bu, tehdidin gerçekleşeceği gündür.  21 - Herkes beraberinde bir sevk edici, bir de şahitlik edici ( melek ) ile gelir.  22 - (Ona) "Andolsun ki sen bundan gaflette idin . Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir " (denir.)  23 - Beraberindeki ( melek ) şöyl...

Hac Suresi 5.Ayet Tefsiri

Ey insanlar!  Öldükten sonra dirilme konusunda en küçük bir şüpheniz varsa, şunu bilin ki, biz sizi başlangıçta  topraktan, sonra az bir sudan (meniden),  sonra bir “alaka”dan,  sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki, size kudretimizi gösterelim.  Dilediğimizi rahimlerde belli bir süreye kadar bekletir, sonra sizi bir bebek olarak dünyaya çıkarırız. Sonra güçlü kuvvetli çağınıza ulaşmanız için sizi besleyip büyütürüz.  İçinizden kimi erkenden, hatta çocuk yaşta ölür.  Kimi de ömrün en düşkün çağına kadar yaşatılır da, daha önce bazı şeyler öğrenmişken artık hiçbir şey bilmez hâle gelir.  Ayrıca yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır, her türden göz alıcı, gönül açıcı bitkiyi erkekli-dişili bitirir. TEFSİR: Yüce Rabbimiz, öldükten sonra dirilişin mümkün olduğuna delil olarak insanın bizzat kendi yaratılışını göstermektedir.  Selim bir akılla kendi ya...

İsra Suresi 97-98.Ayetler Tefsiri

Allah kimi doğru yola iletirse, doğru yolda olan işte odur. Kimi de yoldan saptırırsa artık bunları Allah’tan başka koruyacak kimseler bulamazsın.  Kıyamet günü onları kör, dilsiz, sağır olarak yüzükoyun haşrederiz. Sonunda varacakları yer cehennemdir. Onun ateşi dindikçe, onlar için her defasında çılgın alevi yeniden körükleriz. Onların cezası işte budur. Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr ettiler ve: “Biz kupkuru bir kemik yığını ve ufalanmış bir avuç toprak hâline geldiğimiz zaman mı, yani biz o halde iken mi yeni bir yaratılışla tekrar diriltileceğiz? Bu, olacak şey değil!” dediler. TEFSİR: Sorumluluk tamâmen kulun tercihine aittir. Doğru yolu tercih edeni Allah doğru yola eriştirir. Sapıklığı tercih edeni ise sapkınlık ve şaşkınlık içinde bırakır.  Bu tür kimseler, inat ve ısrarla sapıklıkta devam etmeleri yüzünden bir türlü doğru yolu bulamazlar.  Eğer bir kimse hakka yüz çevirip bâtıla bağlanırsa, artık dünyada onu bâtıldan çevirip hakka döndürebilecek hiçbir güç yokt...

Mü'min Süresi 11. Ayet Tefsiri

 Onlar ise: “Rabbimiz! Bizi iki kez öldürdün, iki kez de dirilttin. Şimdi günahlarımızı itiraf ediyoruz. Acaba bize buradan çıkıp kurtulmaya bir yol yok mu?” diyecekler. TEFSİR: Kâfirler dünya hayatında Allah’ı inkâr, şirk ve peygamberlere düşmanlık gibi suçlarına karşılık kıyamet gününde görecekleri kötü muameleden dolayı hem kendilerine hem de suç işlemelerine sebep olanlara kızacaklardır. Melekler onlara: “Bugün kızıyorsunuz, ama peygamberler ve onların vârisleri sâlih kullar sizleri hakka davet ettiğinde, onlara karşı çıkmıştınız. Allah o zaman size, bugün kendinize kızdığınızdan daha fazla gazap buyurmuştu. Bu gün de yine Allah’ın size olan gazabı ve azabı, sizin kendinize olan öfke ve buğzunuzdan daha büyük olacaktır” diyeceklerdir. Âhiretin dehşetli hâdiseleri karşısında çaresizlikler içinde kıvranan kâfirler, günahlarını itiraf edip bir çıkış yolu arayacaklardır. Burada bahsedilen iki ölüm ve iki hayatın ne olduğunu şu âyet-i kerîme açıklığa kavuşturur: “Ey kâfirler! Allah’...

Bakara Süresi 28. Ayet Tefsiri

Ey kâfirler! Allah’ı nasıl inkâr edebiliyorsunuz ki, ölü idiniz de sizi O diriltti. Sonra sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecek, sonra da O’na döndürüleceksiniz. TEFSİR: Âyet-i kerîmede, kullarına olan büyük ikramlarına rağmen Allah’ı inkâr etmenin; O’nun varlığı, birliği ve azametini görmezden gelmenin nasıl mümkün olabileceği soruluyor. Kur’an’ın burada hitabını,  “Siz!”  diyerek aniden bizlere çevirmesinde son derece parlak ve hayranlık uyandıran bir belagat, yücelik, ilmîlik ve gerçeklik bulunmaktadır. Bu bakımdan küfür ve nankörlüğü kötülemek ve insanları ondan uzak tutmak için “ Allah’ı nasıl inkâr edebiliyorsunuz”  sualindeki tesirin şiddeti fevkalade büyüktür. Bundan maksat sormak değil, böylelerini susturmak ve azarlamaktır. Zira nimetin büyüklüğü, bu nimeti verene isyanın da büyük olmasını gerektirir. Hayır, hayır! Allah’ı asla inkâr edemezsiniz. Çünkü: Başlangıçta hepiniz ölü haldeydiniz, hayatınız yoktu. O zaman şahsınıza ait hiçbir şeyiniz yoktu. İlk olarak...

Âl-i İmrân Sûresi 133-134-135-136-138.Ayetler

﴾133﴿ Rabbinizin mağfiretine mazhar olmak ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup gökler ve yer kadar geniş olan cennete girmek için yarışın!  ﴾134﴿ Onlar (takvâ sahipleri) bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, insanları affederler . Allah işini güzel yapanları sever.  ﴾135﴿ Onlar çirkin bir şey yaptıkları veya kendilerine kötülük ettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar da hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki?  Onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.  ﴾136﴿ İşte onların yaptıklarının karşılığı rableri tarafından bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetlerdir. Onlar orada temelli kalacaklardır. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!  ﴾138﴿ Bu Kur’an insanlara bir açıklama , takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür . 

Rızık Endişesine Kur'an-i Bir Bakış

Günümüz dünyasında, insanın en temel kaygılarından biri rızık arayışı ve bunun getirdiği endişelerdir. Çalışma hayatının zorlukları, ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamı, bireylerin gelecekle ilgili kaygılarını artırmaktadır.  Ancak Kur’an, rızık meselesinde insana önemli bir rehberlik sunar. Rızık konusunda Kur’an’ın öğretilerini anlamak ve hayatımıza uygulamak, bu endişeleri hafifletebilir. Rızık Allah’tandır Kur’an, rızkın kaynağının yalnızca Allah olduğunu vurgular: "Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın." (Hud, 11:6) Bu ayet, rızkın teminatının insanın çabası veya ekonomik şartlar değil, Allah’ın iradesi olduğunu hatırlatır.  Günümüzde insanlar, rızıklarını kendi çabalarının ya da sistemin bir ürünü olarak görme eğilimindedir. Ancak unutmamak gerekir ki, her kazanç Allah’ın izniyle gerçekleşir ve rızık O’nun kontrolündedir. Tevekkül: Endişeye Karşı Güçlü Bir Sığınak Rızık konusunda insana düşen görev, çalışmak ve gayret gösterme...

Kur'an'da Rızık

  1. Rızkın Kaynağı: Allah Allah, tüm varlıkların rızkını veren, genişleten veya daraltandır. "Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın." (Hud, 11:6) "Rabbinin rızkı genişletmesi ve daraltması yalnızca O’nun elindedir." (İsra, 17:30) Ana Mesaj: Rızık sadece Allah’tan gelir. İnsan, başka kaynaklardan rızık beklemek yerine Allah’a yönelmelidir. 2. Rızık ve Tevekkül (Güven) İnsan, Allah’a tevekkül ederek rızkının temin edileceğine inanmalıdır. "Nice canlı vardır ki rızkını kendisi taşıyamaz. Onlara da size de rızık veren Allah’tır." (Ankebut, 29:60) "Kim Allah’a tevekkül ederse, O, ona yeter." (Talak, 65:3) Ana Mesaj: İnsan, rızık endişesi taşımadan Allah’a güvenmelidir. Çalışmak bir sorumluluk olsa da sonuç Allah’ın takdirindedir. 3. Rızkın Helal ve Temiz Olması Rızkın helal ve temiz olması gerektiği vurgulanır. "Size rızık olarak verdiklerimizin helal ve temiz olanlarından yiyin ve Allah’a şükredin....

Kur'an: Bir Yaşam Kılavuzu

Kur'an, Allah tarafından insanlara gönderilmiş, apaçık bir rehber olarak nitelendirilen bir kitaptır. Her ayeti, hayatımızda doğru yolu bulmamız için bize yol gösteren işaretler sunar. Kur’an’ın bu yönü, onu diğer kitaplardan farklı kılar; çünkü bir Müslüman için Kur’an, sadece bir okuma kitabı değil, aynı zamanda bir yaşam kılavuzudur. Kur’an, kendisinin apaçık ve rehber olduğunu daha başında ifade eder. Bakara Suresi 2. ayet bize şöyle seslenir: “Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler (Allah'tan sakınanlar) için bir rehber olan Kitap’tır.” İşte burada “şüphe olmayan” ifadeleri, Kur’an’ın güvenilirliğine ve doğruluğuna işaret eder. Kur’an, insanlara şüpheden uzak, net bir rehber sunar. Bu özellik, onu okuyanların gönüllerinde huzur bulmalarını sağlar; çünkü insanlar olarak belirsizlik içinde kalmak istemeyiz. Peki, Kur’an sadece bir rehber mi? Hayır. Aynı zamanda bir öğüt, bir şifa ve bir rahmet kaynağıdır. Allah, Yunus Suresi 57. ayet inde şöyle buyurur: “Ey insanlar! Rab...

Dünya ve Ahiret: Geçici Olan ile Kalıcı Olan Arasındaki Fark

Kur’an, insana hayatın gerçek anlamını ve asıl gayesini gösteren bir rehberdir. Bu rehberlik, bize dünya ve ahiret arasında bir kıyas yaparak, kalıcı olanı seçmemizi öğütler. Dünya hayatı cazip görünebilir; fakat Kur’an, onun geçici olduğunu, esas hayatın ise ahirette olduğunu sürekli hatırlatır. Dünya Hayatı: Geçici Bir Oyun ve Eğlence Kur’an, dünya hayatını bir oyun ve eğlence olarak tanımlar. Ankebut Suresi, 64. ayet te şöyle buyrulur: “Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahiret yurdu ise gerçekten asıl hayat odur. Keşke bilselerdi!” Dünya, insanların kendilerini kaptırdığı fakat geçip giden bir yaşamdır. Hayatın en güzel anları bile bir anlık bir tebessüm gibi geçer gider. Kur’an bize, asıl kalıcı hayatın ahiret olduğunu hatırlatarak, dünyaya aşırı bağlanmanın manasızlığını anlatır. Dünya Nimetleri Geçici, Ahiret Nimetleri Kalıcıdır Dünyanın sunduğu nimetler göz alıcıdır, fakat geçicidir. Kasas Suresi, 60. ayet bunu açıkça ifade eder: “Size verilen her şey, d...

Kur'anda Dünya ve Ahiret Karşılaştırması

 Kur’an’da dünya hayatı ve ahiret arasındaki farkı ortaya koyan, dünya hayatının geçiciliğine ve ahiret yurdunun ebediliğine vurgu yapan birçok ayet bulunmaktadır. İşte bu konuda öne çıkan bazı ayetler: Dünya hayatının geçici bir oyun ve eğlence olduğuna vurgu : Ankebut Suresi, 64. Ayet : “Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahiret yurdu ise gerçekten asıl hayat odur. Keşke bilselerdi!” Hadid Suresi, 20. Ayet : “Biliniz ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, kendi aranızda bir övünme ve mal, evlat çoğaltma yarışından ibarettir…” Dünya nimetlerinin geçici, ahiret nimetlerinin ise kalıcı olduğuna dair : Kasas Suresi, 60. Ayet : “Size verilen her şey, dünya hayatının geçimliği ve süsüdür. Allah katında olan ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Akıl etmez misiniz?” A’la Suresi, 16-17. Ayetler : “Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa ahiret daha hayırlı ve süreklidir.” Dünyaya değil, ahirete yönelmeyi teşvik eden ayetler : Şura Suresi, 20....

Kur'an'ın apaçık bir kitaptır, ilahi bir rehber olarak Allah tarafından indirilmiştir

Kur’an’ın apaçık bir rehber olduğu : Bakara Suresi, 2. Ayet : “Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için bir rehber olan Kitap’tır.” Yunus Suresi, 57. Ayet : “Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, kalplerde olana bir şifa, inananlara bir rehber ve rahmet geldi.” Nahl Suresi, 89. Ayet : “…Bu Kitap’ı sana her şeyi açıklayan bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.” Kur’an’ın apaçık bir kitap olarak indirildiği : Yusuf Suresi, 1-2. Ayetler : “Elif, Lâm, Râ. Bu, apaçık Kitap’ın ayetleridir. Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik.” Fussilet Suresi, 3. Ayet : “Bu, ayetleri detaylandırılmış bir Kitap’tır. Bilen bir topluluk için Arapça bir Kur’an olarak indirilmiştir.” Zümer Suresi, 28. Ayet : “Çarpıklığı olmayan Arapça bir Kur’an’dır. Umulur ki sakınırlar.” Kur’an’ın Allah’tan indirildiğini vurgulayan ayetler : Şuara Suresi, 192-194. Ayetler : “Bu (Kur’an), alemlerin Rabbinin indirmesidir. Uyarıcılardan olman için apaçık bir Arapça dil...

Kur'anda İnsanın Çeşitli Şekilde İmtihan Edileceği İle İlgili Ayetler

İnsanın dünyada çeşitli şekillerde imtihan edileceği, zorluk ve nimetlerle sınanacağı birçok ayette belirtilmiştir. Dünyada her türlü zorlukla sınanma : Bakara Suresi, 155. Ayet : “Andolsun, sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.” Enfal Suresi, 28. Ayet : “Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız birer imtihandır. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.” İmtihanın, Allah’a yakınlaşmak ve sabrı öğrenmek için bir vesile olduğu : Ankebut Suresi, 2-3. Ayetler : “İnsanlar, sadece ‘iman ettik’ demeleriyle bırakılıvereceklerini ve denenmeyeceklerini mi sandılar? Andolsun, biz onlardan öncekileri de denedik. Elbette Allah, doğru olanları da bilir, yalancıları da bilir.” Bakara Suresi, 214. Ayet : “Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başlarına gelenler sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öylesine yoksulluk ve sıkıntı dokundu, öylesine sarsıldılar ki peygamber ve yanındaki müminler,...

Gece ve Gündüzün Ard Arda Gelmesi

Yunus Suresi, 6. Ayet : "Gece ve gündüzün değişmesinde ve Allah'ın göklerde ve yerde yarattıklarında, (O'na karşı gelmekten) sakınan bir topluluk için elbette nice deliller vardır." Ali İmran Suresi, 190-191. Ayetler : "Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardı ardına gelişinde akıl sahipleri için elbette ibretler vardır. Onlar ayakta dururken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler: 'Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen yücesin, bizi ateş azabından koru!'" En'am Suresi, 96. Ayet : "O, sabahı aydınlatandır. Geceyi bir dinlenme vakti, güneş ve ayı da bir hesap ölçüsü yaptı. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir." Bakara Suresi, 164. Ayet : "Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde, insanlara fayda veren şeylerle denizde yüzen gemide, Allah'ın gökten su indirip onunla y...

Kur'an'a göre insanı kâmil

 Kur'an'a göre insanı kâmil, yani olgun ve erdemli bir insan olma yolculuğu, Allah'a kulluk etmekle ve O'nun emirlerine uymakla gerçekleşir. Bu yolculuk, kişinin ruhsal gelişimini tamamlaması, ahlaki değerlerini yüceltmesi ve ilahi hakikatlere yaklaşmasıyla olur. İnsanı kâmil olmanın temel adımları şunlardır: İman ve Tevhid : Allah'a iman etmek ve O'na ortak koşmamak (tevhid inancı). Kur'an'da bu, insanın yaratılış amacının temelini oluşturur (Zâriyat, 51:56). İnsanı kâmil mertebesine ulaşmak için kişinin Allah'a tam bir imanla bağlanması gerekir. Takva : Allah’a karşı sorumluluk bilinci içinde yaşamak, O’nun emir ve yasaklarına uymak. Takva sahibi olmak, insanın nefsini terbiye etmesi ve kötülüklerden sakınarak Allah’a yakınlaşmasıdır (Bakara, 2:2). Sâlih Ameller İşlemek : Sâlih, yani doğru ve erdemli işler yapmak Kur'an’da önemli bir yer tutar. İnsanı kâmil olma yolunda kişi, ibadetlerini eksiksiz yerine getirir, insanlara iyilik yapar ve adale...

İsra Suresinden Hayata Yansımalar(22-39.Ayetler)

Allah’tan başka ilah tanıma; sonra kınanmış ve yalnızlığa terkedilmiş olarak kalırsın.  Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti.  Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme!  Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger.  “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diyerek dua et.  Kalplerinizdekini en iyi bilen rabbinizdir.  Eğer iyi olursanız bilesiniz ki Allah kendisine yönelenleri bağışlayıcıdır.  Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan da rabbine karşı çok nankördür. Eğer sen kendin dahi rabbinden umduğun bir lütfu beklemek durumunda (ihtiyaç içinde) olduğun için onlara ilgi gösteremiyorsan, hiç değilse kendilerine rahatlatıcı bir söz söyle! Eli sıkı olma, ölçüsüzce ...

Kur’an’ı Okumak, Anlamak ve Yaşamak: Yaşam Rehberi

  Kur’an-ı Kerim, Müslümanlar için sadece bir kutsal kitap değil, aynı zamanda bir yaşam rehberidir. Bu rehberin en temel özelliklerinden biri, bize hem dünya hem de ahiret saadetini kazandıracak ilahi mesajları içermesidir.  Ancak bu mesajların tam anlamıyla bizi aydınlatabilmesi için Kur’an’ı sadece okumak değil, anlamak ve hayatımıza uygulamak gerekir. “ Bu Kur’an feyiz ve bereket yüklü öyle şerefli bir kitaptır ki, onu sana, insanlar âyetleri üzerinde derin ve etraflıca düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ondan gereken ders ve öğüdü alsınlar diye indiriyoruz. ” (Sad Suresi, 29. ayet) Bu ayet, Kur’an’ın düşünerek okunması gerektiğini bizlere açıkça bildiriyor.  Allah, bizlerden sadece Arapça olarak okumamızı değil, ayetlerin derin manalarını kavramamızı ve hayatımıza tatbik etmemizi bekliyor.  Çünkü bu kitap, sadece ezberlenmek veya sesli olarak okunmak üzere değil, insanlara yol göstermek için indirilmiştir. “Onlar Kur’an’ı inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa...

Bir Müslümanın Hayattaki Gayesi Nedir?

  Dünya üzerinde her insan, kendisine sorulacak şu temel soruyla karşı karşıyadır:  “Hayattaki amacım nedir?”   Bu soru, hayatımızın yönünü belirler ve yaşadığımız her günü anlamlı kılar.  Bir Müslüman olarak bu sorunun cevabı, doğrudan Kur’an-ı Kerim’de verilmiştir.  Yüce Allah, insanı boş yere yaratmadığını ve onun dünya hayatındaki amacını açıkça belirtmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bu gaye şöyle ifade ediliyor: “Ben cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat Suresi, 56. ayet) Bu ayet, Müslümanların hayat gayesini en net şekilde ortaya koyuyor: İbadet etmek. Ancak ibadet kavramı, yalnızca namaz kılmak, oruç tutmak ya da zekât vermek gibi ibadetlerle sınırlı değildir. Allah’a kulluk etmek, hayatın her alanında O’nun emirlerine uygun davranmak, O’nun rızasını kazanmayı hedeflemek ve her işte Allah’ı hatırlamaktır. Yani Müslüman için ibadet, hem bireysel hem toplumsal yaşamda, maddi ve manevi tüm faaliyetleri kapsar. İyilik ve Adalet ...