Kur'an, Allah tarafından insanlara gönderilmiş, apaçık bir rehber olarak nitelendirilen bir kitaptır. Her ayeti, hayatımızda doğru yolu bulmamız için bize yol gösteren işaretler sunar. Kur’an’ın bu yönü, onu diğer kitaplardan farklı kılar; çünkü bir Müslüman için Kur’an, sadece bir okuma kitabı değil, aynı zamanda bir yaşam kılavuzudur.
Kur’an, kendisinin apaçık ve rehber olduğunu daha başında ifade eder. Bakara Suresi 2. ayet bize şöyle seslenir: “Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler (Allah'tan sakınanlar) için bir rehber olan Kitap’tır.” İşte burada “şüphe olmayan” ifadeleri, Kur’an’ın güvenilirliğine ve doğruluğuna işaret eder. Kur’an, insanlara şüpheden uzak, net bir rehber sunar. Bu özellik, onu okuyanların gönüllerinde huzur bulmalarını sağlar; çünkü insanlar olarak belirsizlik içinde kalmak istemeyiz.
Peki, Kur’an sadece bir rehber mi? Hayır. Aynı zamanda bir öğüt, bir şifa ve bir rahmet kaynağıdır. Allah, Yunus Suresi 57. ayetinde şöyle buyurur: “Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, kalplerde olana bir şifa, inananlara bir rehber ve rahmet geldi.” Ayet, Kur’an’ın öğüt verici ve iyileştirici etkisini vurgular. İnsan kalbi, her zaman bir huzur, bir rehber arar. Kur’an ise insanı, ihtiyacı olan her türlü ruhsal rehberlik ile buluşturur. Kimi zaman üzüldüğümüzde, kimi zaman ne yapacağımızı bilemediğimizde açıp baktığımız bu ayetler, bizi ferahlatır ve doğru yolu gösterir.
Kur’an, insanlara sadece “iman edin” demekle kalmaz, aynı zamanda tüm ayetleriyle düşünmeyi ve aklı kullanmayı teşvik eder. Allah, Fussilet Suresi 3. ayette şöyle seslenir: “Bu, ayetleri detaylandırılmış bir Kitap’tır. Bilen bir topluluk için Arapça bir Kur’an olarak indirilmiştir.” Kur’an’ın apaçık bir kitap olarak indirilmesi, herkesin onu anlayabileceği anlamına gelir. Her bir ayeti üzerinde düşünülmesi, hayata uygulanması ve doğru yolun bulunması için insanlara sunulmuştur.
Kur’an’ın, sadece bir insan eseri olmadığını ve Allah’tan indirildiğini de yine bizzat Kur’an kendisi açıklar. Şuara Suresi 192-194. ayetlerde Kur’an’ın kökeni şu şekilde açıklanır: “Bu (Kur’an), alemlerin Rabbinin indirmesidir. Uyarıcılardan olman için apaçık bir Arapça dille senin kalbine Cebrail’in indirdiği (vahy)dir.” İşte bu, Kur’an’ın gerçekten ilahi bir kaynaktan geldiğinin bir ifadesidir. Peygamber Efendimiz (sav) aracılığıyla insanlığa ulaştırılmıştır, fakat kaynak Allah’ın bizzat kendisidir. Bu ayet, Kur’an’ın Allah sözü olduğunu açık bir şekilde beyan eder ve böylece bizim ona güvenmemiz gerektiğini vurgular.
Kur’an, hem inançlılar hem de düşünen herkes için bir anlam taşıyan, alemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş eşsiz bir kitaptır. Allah, Casiye Suresi 2. ayette, Kur’an’ın ilahi bir kaynak olduğunu bir kez daha vurgulayarak şöyle buyurur: “Bu Kitap, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.” Bu ifade, Kur’an’ın yüce bir hikmetle donatıldığını ve bir tesadüf eseri olmadığını gösterir.
Her bir ayetiyle insana doğruyu ve yanlışı öğreten, insanlara bir yaşam kılavuzu olarak gelen bu kitabı açmak, anlamaya çalışmak ve hayatımıza tatbik etmek bizlerin sorumluluğudur. Kur’an, bir düşünce yolculuğu ve bir iman rehberidir. Herkese açık olan bu rehberi okurken, onun insan hayatına ne kadar anlam ve huzur kattığını daha iyi anlayabiliriz.
Yorumlar
Yorum Gönder