Kur'an'da 'Salat' ve 'Namaz' Kavramı Üzerine
Kur'an'daki ismi “salat” olan ve Türkçeye Farsçadan hareketle “namaz” ismiyle geçmiş bulunan bu özel ve önemli ibadetin, sadece ismi değil, emrediliş biçimi de büyük oranda anlam değişikliğine uğrayarak Türkçeye geçmiştir. Bu durum, söz konusu ibadetle ilgili bazı temel özellikleri görmeye engel olabilmekte ve onun tevhidi boyutunda bazı yozlaşmalara veya tahriflere yol açabilmektedir.
Şöyle ki:
Ayetlerde namaz emri verilirken veya namaz kılanlar övülürken “salat edin” ya da “salat edenler” ifadesi değil, “salatı ikame edin” veya “salatı ikame edenler” ifadesi geçmektedir. Bu iki ifade arasında önemli bir anlam farklılığı vardır.
-
“Kılmak” emredilen, istenen davranışı yapmak, uygulamak manasına gelir.
-
“İkame etmek” ise o ibadetle amaçlanan şeyleri gerçekleştirmek anlamını taşır.
İkame etmek; maddi ve manevi, bireysel ve toplumsal hedeflerin gözetilmesini ve gereklerinin yerine getirilmesini kapsamaktadır.
Namazın İkame Edilmesi Ne Demektir?
Namazın ikame edilmesi, iki temel özelliğin yerine getirilmesini gerektirir:
-
Biçimsel Şartlar:
Namazın doğrudan biçimiyle ilgilidir. Yani;
- Vakitlere riayet etmek
- Temizlik
- Örtünmek
- Kıbleye dönmek
- Niyet
- Tekbir
- Kıyam
- Kıraat
- Rükû
- Secde
Namazın ikame edilmesinin gerektirdiği ikinci özellik ise;
Tevhidi anlamı
Manevi derinliği
Ahlâkî boyutuyla ilgilidir.
Namazın İkame Edilmesinin Sonucu
-
Bireyde kötülüklerden uzaklaşma ve erdemli bir yaşam
-
Toplumda adalet, huzur ve dayanışma
-
Sürekli Allah bilinci (zikir) ve takva
Yorumlar
Yorum Gönder