Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ey insanlar!

Hucurat 13- Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. Bakara 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz. Bakara 168- Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır. Nisa 1- Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. Nisa 133- Ey insanlar! Allah dilerse sizi yokluğa gönderip başkalarını getirir; Allah bun...

Kur’an’ın Okunması, Anlaşılması ve Yaşanması

  Kur’an: Sadece Okunmak İçin mi İndirildi? Kur’an, Allah’ın insanlığa gönderdiği en büyük rahmettir. O sadece okunmak için değil; anlaşılmak, düşünülmek ve yaşanmak için gönderilmiştir. Ne yazık ki birçok Müslüman, Kur’an’ı yalnızca Ramazan ayında okunan kutsal bir kitap olarak görmekte; içindeki mesajları anlamaya ve hayatına geçirmeye yeterince yönelmemektedir. Oysa Kur’an’ın amacı, insanı karanlıklardan aydınlığa çıkarmaktır. Kur’an’ı Okumak: Bir Başlangıçtır Kur’an’ı okumak elbette önemlidir. Rabbimiz şöyle buyurur: “Kur’an’ı ağır ağır, düşüne düşüne oku.” (Müzzemmil, 73/4) Ancak burada dikkat çekilen bir nokta var: " Tertil " ile yani sindirerek, anlayarak okumak. Sadece hızlıca bir hatim yapmak değil, her ayetin üzerinde düşünmek ve mesajını kavramak önemlidir. Kur’an’ı Anlamak: Kalbe İşleyen Mesajlar Kur’an’ın asıl amacı, insanın iç dünyasına dokunmak ve onu hakikate yönlendirmektir.  Anlaşılmayan bir metin, hayatı değiştirebilir mi? “Biz onu, düşünesiniz diye Arapça ...

Müslüman Olarak Sorumluluğumuz.

→İlk andan itibaren vahyolunun ayetlerden başlayarak risalet sürecinde vahyolunan ayetlerle bildirildi ki, her mümin , Allah'ın razı olduğu yegâne dinin temsilcisi sıfatıyla yoluna devam etmek ve bütün engellemelere rağmen yeryüzünde hakkın temsilcisi olmak zorundadır .  Hakkın temsilcisi olmak ise sadece söylemle gerçekleşecek veya sadece isim değişikliğiyle olacak bir şey değildir. Hakkın temsilcisi olmak tamamen yaşantıyla, hâl ve hareketlerle bağlantılıdır.  Bu nedenle bir müminin nasıl hakkın şahidi olacağı, her seferinde farklı bir tutum veya davranış örnek verilerek gösterildi, bildirildi, emredildi. Örneğin her müminin, çevresindeki yetime, öksüze, düşküne, yoksula yardımcı olması, onların ihtiyaçlarını imkânları nispetinde gidermeye çalışması gerektiği açıklandı.  Bildirildi ki, her mümin ekonomik gücü dahilinde infakta bulunmalı, kendisini bütün kötülüklerden alıkoyan namazını ikame etmede ihmalkâr davranmamalı , kulluğunu sadece Allah'a yöneltmelidir....

Gerçekten Sırat-ı Müstakimde miyiz?

  Dosdoğru yolda olup olmadığımızı anlamak için aşağıdaki kriterleri değerlendirebiliriz: 1.  İnanç ve İbadet İnanç:  Allah’a ve O’nun birliğine olan inancımız sağlam mı? İslam’ın temel inanç esaslarını (tevhid, peygamberlik, ahiret, kitaplar) kabul ediyor muyuz? İbadet:  Namaz, oruç, zekat gibi ibadetleri düzenli olarak yerine getiriyor muyuz? İbadetlerimizde samimiyet ve içtenlik var mı? 2.  Ahlak ve Davranış Ahlaki Değerler:  Doğru, adil ve erdemli bir yaşam sürüyor muyuz? Başkalarına karşı saygılı ve nazik miyiz? Kötü Alışkanlıklardan Kaçınma:  Yalan, hırsızlık, dedikodu gibi kötü alışkanlıklardan uzak duruyor muyuz? 3.  Kur'an ve Sünnet Kur'an’ı Anlama:  Kur'an’ı okuyor ve anlamaya çalışıyor muyuz? Hayatımızda Kur’an’ın öğretilerine ne kadar yer veriyoruz? Peygamberin Sünneti:  Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hayatını örnek alıyor muyuz? Onun öğretilerini ve uygulamalarını takip ediyor muyuz? 4.  Toplumsal İlişkiler İyi İlişkil...

Namaz: Sadece Kılmak Değil, İkame Etmek

 Namaz, yüzyıllardır milyonlarca insanın günlük hayatında yer bulan, önemli bir ibadettir. Ancak çoğumuzun gözden kaçırdığı hassas bir ayrım vardır: Namaz kılmak başka, namazı ikame etmek başkadır. Kur'an, sürekli olarak "salatı ikame edin" der; yani namazı sadece bedensel bir hareket olarak değil, anlamını, ruhunu, ahlakını hayatımıza yansıtarak eda etmemizi ister. Peki neden böylesi bir vurgu yapılır? Çünkü namaz , insanın sürekli bir ıslah içinde olmasını, ruhen ve ahlaken dönüşmesini hedefler. Kur'an, "Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazı özenle kıl. Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten meneder. Allah’ı anmak her şeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı bilir." (Ankebut, 29/45) derken, sadece bir ibadeti değil, bu ibadetin sonucunda ortaya çıkması gereken ahlaki bir çizgiyi tarif eder.  Namaz, insanı günül gözüyle gören, kalbiyle hisseden, merhametli, adil ve sorumlu biri haline getirmelidir. Ancak günümüzde pek çok kişi yıllarca namaz kılması...

Kur'an'da 'Salat' ve 'Namaz' Kavramı Üzerine

  Kur'an'da 'Salat' ve 'Namaz' Kavramı Üzerine Kur'an'daki ismi “salat” olan ve Türkçeye Farsçadan hareketle “namaz” ismiyle geçmiş bulunan bu özel ve önemli ibadetin, sadece ismi değil, emrediliş biçimi de büyük oranda anlam değişikliğine uğrayarak Türkçeye geçmiştir. Bu durum, söz konusu ibadetle ilgili bazı temel özellikleri görmeye engel olabilmekte ve onun tevhidi boyutunda bazı yozlaşmalara veya tahriflere yol açabilmektedir. Şöyle ki: Ayetlerde namaz emri verilirken veya namaz kılanlar övülürken “salat edin” ya da “salat edenler” ifadesi değil, “salatı ikame edin” veya “salatı ikame edenler” ifadesi geçmektedir. Bu iki ifade arasında önemli bir anlam farklılığı vardır. “Kılmak” emredilen, istenen davranışı yapmak, uygulamak manasına gelir. “İkame etmek” ise o ibadetle amaçlanan şeyleri gerçekleştirmek anlamını taşır. İkame etmek; maddi ve manevi, bireysel ve toplumsal hedeflerin gözetilmesini ve gereklerinin yerine getirilmesi...