Ana içeriğe atla

Ölüm

Müddessir / 47. Ayet

“Böyle gaflet içinde yaşayıp giderken kaçınılması mümkün olmayan ölüm gerçeği geldi çattı.”


Münâfikûn / 10. Ayet

Sizden birine ölüm gelip de: 

“Rabbim! Ne olurdu ecelimi biraz daha erteleseydin de sadaka verip iyi kullardan olsaydım!” 

diye yalvarmadan önce size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın.

TEFSİR

Vâkıa / 60. Ayet

Aranızda ölümü şaşmaz bir plan çerçevesinde takdir eden biziz. 

Engel olabilecek hiçbir güç yoktur sizi öldürmemize.

TEFSİR

En'âm / 162. Ayet

De ki: “Şüphesiz benim namazım, bütün ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm, Âlemlerin Rabbi Allah içindir.”

TEFSİR

En'âm / 61. Ayet

O, kullarının üzerinde her istediğini yapma kudret ve kuvvetine sahiptir. 

Ayrıca üzerinize, yaptıklarınızı kaydeden ve sizi koruyan melekler gönderir. 

Nihâyet birinize ölüm gelip çattığında elçilerimiz onun canını alırlar; 

vazîfelerini yerine getirirken de en küçük bir kusur ve ihmalde bulunmazlar.

TEFSİR

Nisâ / 100. Ayet

Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde barınacak pek çok güzel yer ve maddî-manevî genişlik ve bolluk bulur. 

Kim de evinden Allah ve Rasûlü’ne hicret etmek niyetiyle çıkar, sonra da hedefine varmadan kendisine ölüm yetişirse, artık onun mükâfatı şüphesiz Allah’a aittir. 

Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.

TEFSİR

Bakara / 243. Ayet

Sayıları binlerce olduğu halde ölüm korkusuyla yurtlarını terk edip gidenleri görmedin mi? 

Allah onlara: “Ölün!” buyurdu; öldüler de sonra onları yeniden diriltti. 

Doğrusu Allah, insanlara karşı çok lutufkârdır, fakat insanların çoğu şükretmez.

YORUM:

Korkunun ölüme fayda vermeyeceği gerçeğinden hareketle, ölümden kaçmak yerine üzerimize terettüp eden vazifeleri yapmaya gayret göstermemiz tavsiye edilmektedir. 

Zira nerede olursak olalım ölüm mutlaka gelecek ve ondan kaçış mümkün olmayacaktır. 

O halde bunun Allah yolunda gerçekleşmesi en akıllı yoldur.

TEFSİR

Ahzâb / 16. Ayet

De ki: “Eğer ölmekten veya öldürülmekten kaçıyorsanız, bilin ki bu kaçışın size bir faydası olmayacaktır. 

Çünkü bugün ölümden kaçsanız bile, dünya nimetlerinden ancak pek az bir süre faydalanacaksınız.”

TEFSİR

Âl-i İmrân / 185. Ayet

Her nefis ölümü tadacaktır. 

Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyâmet günü tastamam verilecektir. 

Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. 

İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir.

TEFSİR

Âl-i İmrân / 145. Ayet

Önceden belirlenmiş bir yazgıya göre Allah izin vermedikçe hiç kimsenin ölmesi mümkün değildir. 

Kim yaptığı iş karşılığında bu dünyanın nimetlerini isterse, ona istediğini veririz; kim de âhiret mükâfatını isterse ona da istediğini veririz. 

Biz, şükredenleri mükâfatlandıracağız.

TEFSİR

Âl-i İmrân / 156. Ayet

Ey iman edenler! Sizler, seferde iken ölen veya savaşırken şehit düşen kardeşleri hakkında: 

“Eğer yanımızda kalsalardı ne ölür, ne de öldürülürlerdi” diyen kâfirler gibi olmayın! 

Allah, böylesi duyguları o kâfirlerin kalbinde bir pişmanlık ve üzüntü haline getirecektir. 

Oysa hayat veren de öldüren de Allah’tır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.

TEFSİR

Nisâ / 78. Ayet

Her nerede olursanız olun, isterse tahkim edilmiş sağlam ve yüksek kaleler içinde bulunun ölüm mutlaka gelip sizi yakalar. 

Onlar bir iyiliğe kavuşsalar: “Bu, Allah’tandır” derler. Başlarına bir kötülük gelince de “Bu, senin yüzündendir” derler. 

De ki: “Nimet de, belâ da hepsi Allah’tandır!” 

Fakat bu adamlara ne oluyor ki, bir türlü sözü anlamaya yanaşmıyorlar?

TEFSİR

Enbiyâ / 35. Ayet

Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. 

Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. 

Sonunda zâten bize döneceksiniz.

TEFSİR

Cum'a / 8. Ayet

De ki: “Kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, sonunda o, mutlaka gelip sizi bulacaktır. 

Sonra duyuların ötesinde olan şeyleri de, duyular sahasına giren her şeyi de çok iyi bilen Allah’ın huzuruna çıkarılacaksınız; 

O da size yaptıklarınızı tek tek haber verecektir.”

TEFSİR

Mülk / 2. Ayet

O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. 

Kudreti dâimâ üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız O’dur.

TEFSİR

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an'a göre müslümanın misyon ve vizyonu

  Misyon Allah'a İbadet ve Teslimiyet: Müslümanların en temel görevi, Allah'a ibadet etmek ve O'na teslim olmaktır. Bu, günlük ibadetler, dua ve Allah'ın emirlerine uygun bir yaşam sürmek anlamına gelir. ( Bakara, 2:21 ) İyiliği Emretmek ve Kötülükten Sakındırmak: Müslümanlar, iyiliği teşvik etmeli ve kötülükten sakındırmalıdır. Bu, bireysel ve toplumsal düzeyde adaleti sağlamayı amaçlar. ( Al-i İmran, 3:110 ) Adalet ve Merhamet: Adil olmak, insanlara merhametli davranmak ve her türlü haksızlığa karşı durmak önemli bir misyondur. ( Nisa, 4:58 ) İlmi Yaymak ve Öğrenmek: Bilgi ve hikmeti aramak, ilmi yaymak ve öğrenmek Kur'an'da teşvik edilen önemli bir görevdir. (Alak, 96:1-5) Vizyon Takva Sahibi Olmak: Allah'a karşı gelmekten sakınmak ve O'nun emir ve yasaklarına uymak, bir Müslümanın vizyonunun temelini oluşturur. Takva sahibi bir kişi, hem dünya hem de ahiret saadetini hedefler. ( Hucurat, 49:13 ) Allah'ın Rızasını Kazanmak: Tüm çabaların ve ...

Â’LÂ SÛRESİ BANA NE DİYOR?

  SÛRE, İNİŞ ZAMANI ÜZERİNDEN BANA NE DİYOR? Vahyin Rehberliğinde 1. yılda Mekke’deyiz. Altı asırdır yağmayan vahiy yağmuru, manen kurumuş olan gönülleri yavaş yavaş yeşertmeye başlamış.  Sûre, bu ortamda, inen vahyin suyunu bir gönülden başka bir gönüle taşıma işine “öğüt vermek” diyor. BANA NE DİYOR? Bir davanın başında, insanların manevî kökleri, sohbet, nasihat, öğüt gibi bilginin nakil vasıtaları ile sulanmazsa, o insanlar kendilerine fayda veremediği gibi başkalarına da meyve veremezler.  Bir de iyi yetişmedikleri için temsil ettikleri dava adına kötü örnek olma ihtimalleri yüksektir. SÛRE, İSMİ ÜZERİNDEN BANA NE DİYOR? A’lâ kelimesi “ en yüce ” manasına geliyor. Mesajı gayet net: Rabbin yüce adını tesbih eden, Rabbin katında yücelir. BANA NE DİYOR? Rabbin katında yücelmek ister misin?  Madem istersin, haydi, Allah katında en değerli insan olan Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sünnetini kendine merdiven yap, sen de Allah katında yücelebildiğin kadar yücel! SÛRE, ÖNE Ç...

Kur’an’ı Okumak, Anlamak ve Yaşamak: Yaşam Rehberi

  Kur’an-ı Kerim, Müslümanlar için sadece bir kutsal kitap değil, aynı zamanda bir yaşam rehberidir. Bu rehberin en temel özelliklerinden biri, bize hem dünya hem de ahiret saadetini kazandıracak ilahi mesajları içermesidir.  Ancak bu mesajların tam anlamıyla bizi aydınlatabilmesi için Kur’an’ı sadece okumak değil, anlamak ve hayatımıza uygulamak gerekir. “ Bu Kur’an feyiz ve bereket yüklü öyle şerefli bir kitaptır ki, onu sana, insanlar âyetleri üzerinde derin ve etraflıca düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ondan gereken ders ve öğüdü alsınlar diye indiriyoruz. ” (Sad Suresi, 29. ayet) Bu ayet, Kur’an’ın düşünerek okunması gerektiğini bizlere açıkça bildiriyor.  Allah, bizlerden sadece Arapça olarak okumamızı değil, ayetlerin derin manalarını kavramamızı ve hayatımıza tatbik etmemizi bekliyor.  Çünkü bu kitap, sadece ezberlenmek veya sesli olarak okunmak üzere değil, insanlara yol göstermek için indirilmiştir. “Onlar Kur’an’ı inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa...