Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kur'an'a Göre Televizyon İzlerken Dikkat Edilecek Hususlar

Dizi ve filmleri oyunculuk yapanlar kadar izleyenlerin de sorumluluğu vardır; özellikle bu içerikler Allah’ın haram kıldığı fiilleri teşvik ediyorsa , ahlaki yozlaşmaya sebep oluyorsa veya iman zayıflığına yol açıyorsa. Kur’an bu konuda hem pasif izleyici hem de aktif destekçi konumundaki kişileri uyarır. 🔥 Kur’an’da doğrudan "film/dizi izlemek" geçmez , ancak şu alanlar üzerinden net uyarılar bulunur: Batıl ve boş işlere yönelmek Zinayı, çıplaklığı, içkiyi, isyanı normalleştirmek Allah’a isyan edilen ortamlarda kalmaya devam etmek Günaha destek vermek Kalbin kararmasına sebep olan eğlencelere dalmak 📖 1. En'am Suresi 68. Ayet "Ayetlerimiz hakkında alay edildiğini gördüğünde, onlar başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra o zalimler topluluğuyla oturma!" ▶️ Bu ayet, Allah’a karşı alay edilen veya O’nun dinine ters düşen bir ortamda seyirci kalmanın bile sorumluluk getireceğini anl...
En son yayınlar

Günümüzde Bireysel Helaktan Kurtulma Yöntemleri

Günümüzde bireysel helaktan –yani kalbin körelmesi, vicdanın kararması, ahlaki çözülme ve ilahi huzurdan uzak düşme gibi manevî felaketlerden– kurtulmak için, Kur’an’ın sunduğu hayat rehberliği ve Nebevî örnekliğe dayalı şu temel ilkelere dayanan bir hayat yaşamak gerekir: 🌿 1. Samimi Tevhit İnancı: Allah’a Teslimiyet Kur’an’da helaka uğrayan bireylerin ve toplumların ortak vasfı Allah’ı unutmak, O’na ortaklar koşmak veya O’nun hükümlerini hiçe saymaktır. Kurtuluşun ilk adımı, Allah’a gönülden bağlılık ve O’na teslimiyettir. Ayet: “Kim Allah’a yönelirse, O’na bağlanmış sapasağlam bir kulpa tutunmuş olur.” (Bakara, 2/256) 🕌 2. Namaz ve Dua ile Manevi Bağ Kurmak Namaz, kalbi diri tutan ve insanı kötülüklerden koruyan bir zikir sistemidir. Kur’an’da bireysel kurtuluşun en temel dayanağı olarak zikredilir. Ayet: “Şüphesiz namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” (Ankebut, 29/45) 📖 3. Kur’an’la Canlı Bağ Kurmak Kur’an’ı anlamak ve hayatın merkezine yerleştirmek bireyin zihins...

Günümüzde helak türleri

Kur’an’da birçok kavimde kitlesel helak olayları anlatılır: Nuh’un kavmi, Âd, Semûd, Lut kavmi, Medyen halkı, Firavun ve ordusu gibi. Bunlar genellikle zulüm, haksızlık, fuhuş, ölçü-tartı hilesi, peygamber inkârı gibi toplumsal yozlaşmalara karşı ilahi adaletin tecellisi olarak sunulur. Günümüzde ise bu helak türlerini şöyle anlamak mümkündür: 1. Fiziksel Helak Yerine Sosyal ve Ahlaki Çöküş Eskiden gelen gökten taş yağması, yerin altına geçirilme veya tufan gibi helak türleri artık birebir yaşanmasa da; toplumların ahlaken, kültürel olarak ya da sosyolojik olarak çöküşü bu anlatımların modern karşılığıdır. Modern örnek: Aile yapısının çökmesi, fuhşun yaygınlaşması, ekonomik sömürü, sosyal adaletsizlik, güçlünün zayıfı ezdiği düzenler. Kur’anî referans: “Allah bir kavmi değiştirmez, ta ki onlar kendilerini değiştirene kadar.” (Ra’d, 13/11) 2. Doğal Afetler ve Ekolojik Felaketler Helak anlatıları, insanın yeryüzündeki azgınlığının doğaya karşı da sonuç doğurabileceğini gös...

Başımıza Gelen Musibetlerin Sebebi Ne Olabilir?

Her Musibet Cezalandırma mı? Hayatta başımıza gelen her sıkıntıyı bir ceza olarak mı görmeliyiz? Bazen hastalanırız, bazen işlerimiz yolunda gitmez, bazen bir kayıpla sarsılırız. İçten içe de sorarız: “Acaba ne yaptım da bu oldu?” Evet, bu soru yerinde bir sorudur ama cevabı her zaman tek yönlü değildir. Kur’an’da bir ayet vardır ki, insana hem sorumluluğunu hatırlatır hem de umut verir: “Size başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Allah çoğunu affeder.”(Şura, 42/30) Bu şu demek: İnsan hata yapar, günaha düşer. Bazen bunun karşılığı olarak başına sıkıntılar gelir. Ancak Allah öyle merhametlidir ki, her hatanın cezasını anında vermez. Öyle olsaydı, dünyada canlı kalmazdı. Nitekim başka bir ayette de bu açıkça söylenir: “Allah insanları yaptıkları yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı.” (Fâtır, 35/45) Ama burada önemli bir ayrım var: Her musibet bir günahın cezası değildir. Özellikle günahsız, salih kulların başına ge...

Kur'ana Göre İletişimde Altın Prensipler

Rabbinizin mağfiretine mazhar olmak ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup gökler ve yer kadar geniş olan cennete girmek için yarışın!  Onlar (takvâ sahipleri) bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerle r, insanları affederler. Allah işini güzel yapanları sever. Onlar çirkin bir şey yaptıkları veya kendilerine kötülük ettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar da hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki?  Onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. İşte onların yaptıklarının karşılığı rableri tarafından bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetlerdir.  Onlar orada temelli kalacaklardır. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir! (Al-i İmran 133-136) Onlar büyük günahlardan ve hayâsızlıklardan kaçınırlar, öfkelendiklerinde dahi bağışlarlar.   (Şûrâ 37) Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler ; yoksa şeytan aralarına girer. Kuşkusuz şeytan insanların apaçık düşmanıdır. ﴾İs...

Mü'minun Suresi 3.Ayeti Üzerine Bir Analiz

وَالَّذ۪ينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَۙ Onlar anlamsız, yararsız söz ve davranışlardan uzak dururlar. Günümüz bağlamında "anlamsız, yararsız söz ve davranışlardan uzak durmak" ifadesi, sosyal medya, iletişim ve günlük yaşamda çeşitli örneklerle desteklenebilir.  Sosyal Medya Kullanımı Anlamsız Paylaşımlar: Günümüzde birçok kişi sosyal medyada gereksiz ve anlamsız içerikler paylaşıyor. Örneğin, sadece dikkat çekmek amacıyla yapılan " viral " paylaşımlar, çoğu zaman derin bir anlam taşımıyor. Müminler, bu tür içeriklerden uzak durarak daha anlamlı ve eğitici paylaşımlar yapabilirler. Yararsız Tartışmalar: Sosyal medya platformlarında sıkça karşılaşılan tartışmalar, çoğu zaman yapıcı olmaktan çok, kargaşa yaratıyor. Müminler, bu tür tartışmalara katılmaktansa, yapıcı ve olumlu diyaloglar kurmayı tercih edebilirler. 2. Günlük İletişim Boş Sohbetler: Günlük hayatta, bazı insanlar sık sık anlamsız sohbetlere girerler. Örneğin, bir arkadaş grubunda sadece dedikodu...

Kulluğunla Yüzleşmeden Bu Dünyadan Gitmezsin!

Kötüler böyle işe uyanmadan, hani daha sen mevzuyu anlamamışsın kabilinden, buradan göçüp gidemezler.  Çünkü işleyen sistemin şöyle bir mantığı var.  Helak olacaklar kanıta dayalı olarak helak olacaklar. Hayat bulacaklar da kanıta dayalı olarak hayat bulacaklar.  Öyle öteye geldiğinde, bunun durumu belirsiz, bu işi anlamamış, bu bizim farkımıza varmamış gibi bir belirsizlik olmaz. Cenab-ı Hak öğretmenler gibi kağıtları dağıtıp uzakta durmaz.  Cenab-ı Hak her bir kulun hayatının içindedir, yanındadır.  Soruyu anlayıp anlamadığını, yanlış anladığını vs. hepsini bilir, anlama süreçlerini de yaratan O'dur.  Biz kulluğa dair yüzleşmemizi yaşamadan bu hayattan köşe bucak kaçamayız.  Cenab-ı Hak'taki sıkıntı deyince, bir bakmışsın ki ooo uzun uzun dua ediyor. Demek sen huzuru biliyorsun, demek sen kudretin kimin elinde olduğunu biliyorsun.  Sağlığına şöyle bir dokunduk, sevdiklerine şöyle bir dokunduk, sen bizi tanıyorsun. Bunlar sahne sahne kayda alınır...